14 Mart 2012 Çarşamba

Kadınlar. Savaş. Komedi








Barış, bir sonraki savaştan önce bir dinlenmedir. Savaşın kirli yüzünü, kalbimizde ve ruhumuzda açtığı derin yaraları bilmeyenimiz yoktur.

''Kadınlar. Savaş. Komedi''

Bu oyun benim için farklı bir özellik ve heyecan taşıyor. Blogger kimliğim ile davet edildiğim ilk platform, ilk gala... Samimiyetinden ve beni davet etme nezaketini gösterdiği için Selin Türkmen'e teşekkür ederek yazıma başlamak istiyorum.

Oyunda, sahneyi Roza karakteri ile Selin Türkmen, Klara karakteri ile Berna Adıgüzel paylaşıyor. Oyun, 1988 yılında şair, oyun yazarı, senarist ve yönetmen Thomas Brasch tarafından kaleme alınmış. Çevirisini Sibel Arslan Yeşilay' ın, yönetmenliğini tüm ekibin, dramaturgluğunu Sinem Özlek' in, ışık tasarımını Murat İşçi' nin, hareket düzenini Senem Oluz' un, sahne uygulamasını Sırrı Topraktepe' nin, kostüm uygulamasını Onur Uğurlu' nun, suflör sesini Engin Alkan'ın yaptığı oyunda; Selin Türkmen ve Berna Adıgüzel rol alıyor.








“Kadınlar. Savaş. Komedi”,  ‘erkek işi’ savaşı kadın gözüyle yansıtan, savaş karşıtı bir oyun. Barış, bir sonraki savaştan önce bir dinlenmedir. Savaş  her zaman vardır. Kadınlarınsa savaş alanında erkeklerinden başka kaybedecekleri hiçbir şeyleri yoktur.

“Kadınlar. Savaş. Komedi” eleştirmen Rolf Michaelis’e göre “lirik monolog biçiminde bir oyun, epik tiyatro biçiminde bir dönem eleştirisi, tiyatro oynamanın olanakları üzerine düşünmemizi sağlayan bir yaşam öyküsü, kısacası günümüz için yazılmış bir tiyatro oyunudur. Thomas Brasch’ ın ‘oyun’unda öfkenin diliyle dünyamız, bilincimiz, her şey yıkılıyor ve çılgın bir konuşma çağlayanıyla yeniden kuruluyor.”

Oyunun odak noktasında iki çamaşırcı kadın yer alır: Rosa ve Klara. İki kadın Birinci Dünya Savaşı’nın ortasında,   Rosa'nın kocası Johannes’i aramaya çıkarlar. Savaş iki kadını çeşitli yolları denemeye zorlar, zevk ile ölüm arasında gidip gelen çeşitli oyunları oynamayı sürdürürler. Rosa ile Klara  kendi öznel yaşam öykülerinin peşine düşerler ve küçük bir çamaşırhane oyunda iki kadının değişik rollere büründükleri evrensel bir deney alanına dönüşür.









Düz bir çizgide gelişen dramaturjik yapı kurmaktan kaçınan Thomas Brasch, oyuna tarih, edebiyat ve masal dünyasından irkiltici sahneler monte eder. Shakespeare, Brecht, Heiner Müller’den alıntılar ve çeşitli mitoloji kahramanlarına göndermelerle gerçek ile imge dünyasının birbiri içinde eridiği, komik ve trajik unsurların iç içe geçtiği yoğun yapı kurar.

Kendi kişisel gerçeklerini uç noktasına kadar yaşayan iki kadın, oyunun ortasında cinsiyetlerini ve yaşam öykülerini değiştirirler. Böylece birbirinden farklı bakış açısından görürüz aynı olayları. Savaş her zaman kendine kurban arar. Bir süre sonra da bu duygular cehenneminden kim sağ çıkacak sorusu beliriverir.

“Kadınlar. Savaş. Komedi” savaş karşıtı bir kadın oyunu. Cani erkeklerse bu oyunda ya suflör gibi yardımcı rolde ya da Pandaros gibi yaşlı bir deli olarak yer alıyorlar. 

Bir şiirinde şöyle yazar Thomas Brasch:
“Neden oynamalı: ölülere rahat vermemek için
yaşayanlara rahat vermemek için
halsiz bir toplumu korkutarak derin uykusundan uyandırmak için…
İmdat, yaşıyorum!” 









Oyun gerek senaryo, gerek kurgu ve işleyiş bakımından zor bir oyun. Selin Türkmen'i ve Berna Adıgüzel'i bu projede bulunma cesaretini buldukları için tebrik etmek gerek. İki isiminde oyunculuğu birbirinde iyiydi. Oyuna gitmeden yaptığım incelemede oyunun iki oyuncunun performansından ibaret olduğunu görünce açıkçası ya herşeyi ile lezzetli yada tek hatada kafa üstü çakılacak bir oyun göreceğimi düşündüm. Ama oyunculukların iyi oluşu oyunu taşıdı götürdü zaten. Rol dağılımı, seyirci odaklanması iyi bir şekilde hesaplanmış. Bazı oyunları izlerken resmen oyuncuların birbirinden bir adım öne çıkmak için savaştığını, kendi kafalarına göre ekledikleri komik hareketlerle verilmek istenen duyguyu sahilden sahile sürüklediğini görürsünüz. Bu oyunda kesinlikle böyle bir durum söz konusu değildi. Her iki isimde oynaması gerekeni kararınca oynadı ve bitirdi.

Bir üstteki resmin geçtiği sahne,  Selin Türkmen'in (Rosa) kafasının ve kollarının, Berna Adıgüzel'in (Klara) ise bacaklarının gözüktüğü, uzun bir kadın tablosunun çizildiği bir sahne. Kurgu güzel, fakat Selin Türkmen'in sesi üzerinde yapılan oynama sonucu bazı yerlerde anlam kargaşası oluştu. Öncesinde akan bir üslübun olduğu bir oyunda bir anda oyundan çok söylenileni anlamak için çaba harcamak izleyicinin oyundan kopmasına, ilgisinin dağılmasına sebep olabilir.









Suflör sesi olarak aynı sahnede Engin Alkan'ı duyuyoruz. Doğrusu enfes bir ses... O derinden geliş, kelimeleri kulllanma gücü o kadar sağlam ki insan sesin derinliği içinde kaybolurken, seyirciye bir komut verse yapmamak mümkün değil.

Kostümde Onur Uğurlu abartıya kaçmamış. Olması gerektiği gibi oyuna uygun ve canlandırılan karekterlere de geçiş kolay sağlanabilmesi için ufak ekleme ve çıkartmalar ile destek sağlanmış.

Koreografi (Senem Oluz) ve ışık tasarımı (Murat İşçi) birbiri ile uyumluydu. Işık odağında karakterler esas alınmış, buda genel sahneden çok izleyicinin direk oyuncu ile irtibat kurmasını sağlamış.
 
Selin Türkmen'in (Rosa) platformun üzerinde çamaşır yıkamak için kullandığı kabın içine girmesi ve oradaki seri hareketleri her an düşecekmiş korkusu yarattı. Neyse ki kazasız belasız o sahneyi atlattı. Berna Adıgüzel'in (Klara) bir asker yeleği giyip, bir askere bürünüp Rosa'yı almaya geldiği sahne de çok güzeldi. Arabadaki diyalogları ve askeri baştan çıkartmak için Rosa'nın mücadelesi en üst doruktaydı. Ehhh artık oyunu izleyin benden bu kadar.

İyi seyirler....



THOMAS BRASCH

Şair, oyun yazarı, senarist ve yönetmen. 19 Şubat 1945’te Westow/Yorkshire’da doğdu. 1946’da ailesiyle Doğu Almanya’ya yerleşti. 1964’te Basın Yayın öğrenimi görmek üzere girdiği Karl Marx Üniversitesi’nden, “varoluşçu dünya görüşü” ve “Doğu Almanya yöneticilerini küçük düşürmek” gerekçesiyle atıldı. 1967/68 yıllarında Babelsberg Sinema ve Tv Yüksekokulu’nda dramaturji eğitimi aldı. Helena Weigel tarafından Brecht arşivinde görevlendirildiği dönemde, Brecht ve sinema konusunda çalışmalar yaptı.
Gençlik yıllarından başlayarak, garsonluktan frezeciliğe birçok işte çalışan Brasch, oyunlar, senaryolar, düz yazılar ve şiirlerin yanı sıra; çocuklar için şarkı sözü yazdı, çeviri ve uyarlamalar yaptı. Doğu Almanya’da birkaç istisna dışında yapıtları yayımlanmayan, pek çok oyunu çeşitli gerekçelerle yasaklanan ve gösterimden kaldırılan Brasch; 1976’da Batı Berlin’e yerleşmesinin ardından pek çok ödül kazandı. Yazıp yönettiği “Demir Melekler” filmi Bavyera film ödülünü aldı ve Almanya’yı temsil eden tek film olarak Cannes Film Festivali’ne katıldı.
Kendisine Kleit Ödülü’nü kazandıran “Kadınlar. Savaş. Komedi” oyunu ilk kez 1988’de  George Tabori yönetmenliğinde, Theater Der Kreis topluluğu tarafından Viyana Tiyatro Festivali kapsamında sahnelendi.
Kasım2001’de kalp yetmezliğinden hayatını kaybetti.  



2 yorum: