3 Mart 2012 Cumartesi

Şark Dişçisi








Zaman yok, dil, din, renk de öyle... Bir tiyatro kumpanyası düşünün ki, geçmişte bir yerlerde öylece yaşlanmadan, yemeden, içmeden, nefes dahi almadan sahneleneceği günü beklemiş.
Ve işte sahnedeler... Baylar ve bayanlar, huzurlarınızdaaaaa  Şark Dişçisi.

Ahh şu diş ağrıları, bilirim adamın gözüne uyku sokmaz. Lanet olası hep gece tutar. Pencerenin dibinde sabahın olmasını beklersiniz. Biraz uyumayı denersiniz, sağa dön yok, sola dön yok. Yapılacak şey bellidir. Hemen bir diş doktoruna gitmek. Ama size benden bir tavsiye, sakın Taparnigos'a yani Şark Dişçisi'ne gitmeyin...

19.yüzyıl Osmanlı mizah yazısının en önemli kalemlerinden biri olan Hagop Baronyan'ın yazdığı oyun ilk kez sahneleniyor. Oyun, müzikli oyun kısmende müzikal niteliğinde. Çevirisini Boğos Çalgıcıoğlu'nun, yönetmenliğini ve şarkı sözlerini Engin Alkan'ın, dramaturgluğunu Sinem Özlek'in, sahne ve ışık tasarımını Cem Yılmazer, kostüm tasarımını Tomris Kuzu'nun, koreografisini Selçuk Borak'ın yaptığı oyunda; Selçuk Borak, Çağlar Çorumlu, Sevil Akı, Selin Türkmen, Ümit Daşdöğen, Sevinç Erbudak, Hüseyin Tuncel, Salih Bademci, Emrah Özertem, Tuğrul Arsever, Çiğdem Gürel, Senem Oluz, Özge O'Neill, Yasemin Güvenç, Reyhan Karasu, Murat Üzen, Serkan Bacak, Okan Patırer ve Y.Arda Alpkıray rol alıyor.








Gonkkkk... Oyunumuz başlamak üzeredir.

Sahneye oyunu anlatmak üzere Selçuk Borak, kıpkırmızı bir kostüm içerisinde fırlıyor. Makyaj, kostüm ve seyirci ile iletişim harika. Ama bazı yerlerde Ermeni aksanını abartmış gibi geldi bana. Çünkü bu aksana uzak olmayışıma rağmen bazen ben bile anlamadım söylediklerini. Fakat genel olarak etkileyiciydi.

Giriş dansı ve müziği... O kadar hareketli ve coşku dolu ki bir an kendimi sahneye atıp dansa dahil olmak istedim. Eminim sizde izlerken bunu hissedeceksiniz.

Şark Dişçisi Taparnigos (Çağlar Çorumlu) ve karısı Marta'yı (Sevil Akı) sahnede görüyoruz. Aile içi bir tartışma. Marta, kocası Taparnigos'un haftanın her gecesini diş çekme bahanesi ile dışarıda geçirmesinden ve yanlız uyumaktan şikayetçidir.

Çiftimizin mükemmel aşklarının meyvesi, biricik kızları Yeranyag (Selin Türkmen). Anne ve babasının Yerenyag'ı tüccar, Markar (Hüseyin Tuncel) ile evlendirmek ister. Fakat Yeranyag'ın gönlü Paris'in romantik ve seksi aşığı Levon'dadır (Salih Bademci).

Diğer bir hikaye ise; yaşlı, yani yaş yetmiş iş bitmiş cinsinden bir adam Tovmas (Ümit Daşdöğen) ve genç mi genç, geceleri alev ateş yanan karısı Sofi (Sevinç Erbudak).






Oyunda bu üç çiftin hikayesi, mektuplarında etkisi ile öyle bir karışıyor ki çözebilene aşkolsun. Sofi dişinin ağrıdığını bahane ederek, malum yangınını söndürmek ve o akşamki baloya gitmek için Taparnigos'u çağartıyor. Taparnigos ve Sofi, şarap içirip sarhoş ettikleri Tovmas'ı uyutup baloya gidiyorlar. Aldatıldıklarını anlayan Tovmas ve Marta da balonun yolunu tutunca, şenlik başlıyor. Eeee devamını anlatırsam olmaz, merak edin ve oyunu izleyin bence.

Danslar ve müzik harikaydı...Şef Hakan Elbir'in yönetimindeki orkestra tek kelime ile mükemmeldi. Sofi'nin (Sevinç Erbudak), bireysel performansı seyirciden çok alkış aldı ve bende çok beğendim. Taparnigos ve Marta'nın iki çift arasındaki sürtüşmeyi sergileme şekli çok ustacaydı. Valla ne yalan söyleyeyim, ''Öyle Bir Geçer Zaman Ki'' adlı dizinin Hakan'ı, Salih Bademci, oyunda Levon'umuzdan böyle bir performans beklemiyordum. Solosu ve oyunculuğu ile beni çok etkiledi.

Kostümde, Tomris Kuzu'nun olduğu gerçekten çok belli. Kostümler resmen deyim yerindeyse ''cuk oturmuş''. Renkler, kesimler, Özellikle balo sahnelerindeki aksesuarlar, maskeler çok başarılıydı.

Dekor tek parça. Çok ustaca dizayn edilmiş. Çeşitli açılara çevrilerek işlevsellik arttırılmış ve bazı sahnelerde mobilyalar eklenerek dekor daha baskın ve kuvvetli hale getirilmiş.









Cem Yılmazer, sahne ve ışık tasarımları ile oyunu bir üst seviyeye taşımış. Özellikle toplu danslar sırasında oyuncuların bir mum söndürür edası ile ışıklara üflemesi ve ışıkların kapanması çok akıllıcaydı.


Başrollerimiz Çağlar Çorumlu (Taparnigos) ve Sevil Akı (Marta) ... İki büyük ustad... Canlandırdıkları karakter ile tek beden olup, izleyiciye sanki sahnedeki ile normal hayatta aynı kişiymiş gibi hissettirmek bu olsa gerek. İkisininde performansını tekrar göreceğim günü sabırsızlıkla bekliyorum.


Ve makyaj... Kostümlerle ve tek tek oyundaki karekterler ile o kadar uyumluydu ki, sanki makyaj değilde kendi yüzlerinmiş gibi hissettirdi bana. Altın renginin sıkça kullanılması, rengin asilliğinden ve dikkat çekiciliğinden faydalanılmasıda dikkatimden kaçmadı. Beni rahatsız eden iki şey oldu. Tek parça dekorun açıları değiştirilirken sahne görevlilerini görmemiz ve bazı yerlerde ses uyumsuzlukları idi.

Taparnigos'un yanındaki erkek yardımcıları, Marta'nın yanındaki kadın yardımcıları tatlının kaymağı gibi olmuşlar. Karşılıklı atışmaları, kadınlar ve erkekler olarak dansları oyunu çok iyi beslemiş.

''Ismarlama üretilmiş resmi tarih ve ideolojilerin; yalanla, kurmacalarla, tahrifatlarla, fetişler ve tabularla dayattığı yakıcı bir unutkanlık, toplumsal belleğimizi her gün biraz daha ele geçirmekte. Modernizmin uluslaştırma projeleriyle giderek geçmişimize yabancılaşmaktayız ve kültürel varlığımızın kimliksizleştirilmesi tehlikesi gün geçtikçe büyümekte.'' diyen Engin Alkan'ın geçmişte bir yerde gören gözlerle bakabilen birilerinin kendisini görmesini bekleyen bu oyunun, sahnede olmasını sağlayan göz olduğuna şaşırmamak gerek. Böylesine harkulade bir yapıtta, yönetmenliği ile temel teşkil ettiği için Engin Alkan'a teşekkür etmek gerek.


Ve kapanış... Giriş müziği ve dansı gibi yine kendinizi sahneye atmak isteyeceğiniz bir koreografi ile oyuncularımız tam kapanış yaptı derken ufak bir itiraz ile yine karşımıza geliyorlar ve giderken yine seyirciyi kahkahaya boğarak, iyi dilekleri ile kapanışı yapıyorlar.



İyi seyirler...







Hagop BARONYAN

1842'de Edirne'de doğan Baronyan, ilk ve orta öğrenimini Ermeni okullarında tamamladı. Osmanlı başkentinde yayımlanan çeşitli dergilere katkı sunarak yazarlık konusunda deneyim kazandı. Yayına hazırladığı mizah ve tiyatro ağırlıklı süreli yayınların ömrü kısa, fakat etkisi büyük oldu. Poğ aravodyan (Sabah Borusu), Yeprad (Fırat), Meğu (Arı), Ermenice ve Osmanlıca olarak iki farklı versiyonu yayımlanan Tadron (Tiyatro), Khigar (Bilgiç), Dzidzağ (Gülüş) isimli dergilerin yayını, içerdikleri toplumsal eleştiriler nedeniyle sıklıkla Osmanlı sansür bürosu tarafından durduruldu. Tiyatroya yoğun ilgi besleyen Baronyan'ın 1865'te yazdığı ilk oyunu, Goldoni'nin orjinal eserinin bir tür taklidi olan Yergu derov dzara mı (İki Efendili Bir Uşak) adlı kısa bir farstı. Bundan dört yıl sonra, ilk özgün komedisi Adamnapuyjn Arevelyan ( Şark Dişçisi) geldi. 1872 yılında Şoğokortı'ya (Dalkavuk) başladı ancak yarım bıraktı. Bu eseri yaklaşık elli yıl sonra, bir başka büyük mizah yazarı olan Yervant Odyan tamamlayacaktı. 1880-81 yıllarında yayımlanan taşlaması Medzabadiv Muratsganner (Haşmetlu Dilenciler), taşralı eşrafın patavatsızlığına ve naifliğine odaklanırken, bu niteliklerin aynı zamanda çeşitli sanatsal, profesyonel, dini ve zanaatkar fırsatçılar tarafından sömürülmeye ne denli açık olduğuna da dikkat çeker. Yaşarken ülkemizde hiçbir oyunu sahnelenmeyen Baronyan'ın, ''Bağdasar Kardeş'' adıyla sahnelenen ilk eseri Bağdasar Ağpar ise yine boşanma teması etrafında modern Ermeni kurumlarını eleştirir.
Hayatı boyunca yazdığı her eserde hiciv ve toplumsal eleştiriye yer veren Baronyan, 1891'de İstanbul Surp Pırgiç Ermeni Hastahanesi'nde tüberküloz hastalığından öldü. İstanbul Ermeni Mezarlığı'nda toprağa verildi, ancak mezar yeri belli değildir.




ŞARK DİŞÇİSİ  ( 2011-2012 sezonu )                                     

Yazan : Hagop Baronyan
Çeviren : Boğos Çalgıcıoğlu
Müzik : Selim Atakan
Şarkı Sözleri : Engin Alkan
Yönetmen : Engin Alkan                                                  
Koreografi : Selçuk Borak
Dramaturg :Sinem Özlek
Sahne ve Işık Tasarımı : Cem Yılmazer
Kostüm Tasarımı : Tomris Kuzu


OYUNCULAR

Kolbaşı : Selçuk Borak
Taparnigos : Çağlar Çorumlu 
Marta : Sevil Akı
Yeranyag : Selin Türkmen
Tovmas : Ümit Daşdöğen
Sofi : Sevinç Erbudak
Markar : Hüseyin Tuncel
Levon : Salih Bademci
Nigo : Emrah Özertem
Giragos : Tuğrul Arseven
Margos : Ümit Daşdöğen
Kumpanya : Çiğdem Gürel, Senem Oluz, Özge O'Neill, Yasemin Güvenç, Reyhan Karasu, Murat Üzen, Serkan Bacak, Okan Patırer, Y.Arda Alpkıray



ORKESTRA

Şef : Hakan Elbir
Klarnet : Gonca Beker
Trompet : Orçun Tekelioğlu
Saksafon : Barış Özer
Trombon : Fuat Can Başkır
Kanun : Esra Karabaş
Piyano : Burçak Çöllü
Bas : Saltuk Tukur
Perküsyon : Murat Güreç
Davul : Evrim Karagöz
Viyolonsel : Orcan Koç








                                                                                                                                                                                   









2 yorum:

  1. Hayatıma katmak istediğim renklerden biridir tiyatro. ama bazen zamansızlık, bazen maddi manevi imkansızlık. Velhasıl içimde ki hevesle çırpınıp gidiyor bu özlem. Çok güzel bir gözlem, teşekkürler.

    YanıtlaSil
  2. Nasıl muhteşem bir oyundu ,Oyuncuların hepsi birbirinden harika..Çağlar Çorumlu,Sevinç Erbulak ,Engin Alkan'ı sahnede izlemekten büyük keyif alıyorum.Yasin Bey oyunu çok güzel anlatmışsınız.Teşekkürler..

    YanıtlaSil